Göğüsten emilen anne sütü, bebek için en doğal ve iki yaşına kadar zaruri olan yegane besindir. İnsan midesi sadece 1 yaşına kadar süt için enzim üretir. Fakat çocuk-anne arasında kan uyuşmazlığı varsa yani, anne sütünün proteinleri çocuğun vücudunun proteinlerine zıt geliyorsa, o zaman anne sütü çocuğun sağlığına karşı tehlike oluşturur. Böyle bir durumda çocuk için sütanne aramak gerekebilir.
Göğüsten sağılarak ve bekletilerek içirilen sütün hazmı ağırlaşır ve gerekli faydayı sağlayamaz. Her süt, inek sütü dahil, sağıldıktan hemen sonra ılıkken ve hiçbir şey karıştırılmayarak tüketilirse, ancak o zaman şifalıdır. Çünkü süt, yeni sağıldığında, hazmı kolaylaştıran mikroplar ve enzimler içerir. Sağıldıktan sonra bekletilirse, sütü bozan mikropların çoğalması, sütü sağlığa zararlı hale getirebileceği için kaynatılması gerekir. Sütün hazmını kolaylaştıran enzim ve mikroplar 43-54 derece ısıda ölürler. Böylece kaynatılmış sütün hazmı ağırlaşır.
Bir ineğin sütü diğer ineklerin sütüyle karıştırılmamalıdır. Karışık, pastörize edilmiş ve katkılı sütlerin faydasından çok zararı vardır. Yukarıda belirttiğimiz gibi insan, 1 yaşından sonra midesindeki süt hazım sistemini kaybeder. Artık süt, sütün kendisindeki ve bağırsaktaki mikroplar yardımıyla hazmolunur. Eğer kişi antibiyotik tedavisi görmüş ise, antibiyotik, zararlı mikroplarla birlikte bağırsaklardaki mikropları da yok ettiği için, süt hazmolunmaz, bozulmaya başlar. Bozulmuş sütteki kalsiyumdan vücut yararlanamaz. Bozulmuş süt vücutta aşırı balgam oluşmasına, kireçlenmeye ve sonuçta kemik erimesine, karaciğer, dalak ve damar tıkanıklığına, katarakta, sedef ve vitiligoya (alaca), safra ve böbreklerde taş oluşmasına, diş çürümesi ve diş etlerinin bozulmasına sebep olabilir (bilhassa kan grubu "O" ve "A" olanlar için). Farklı ineklerden sağılarak karıştırılmış, pastörize edilmiş süt ancak kaynatılarak, zencefil ile ve biraz ılıklaşınca bal ile karıştırarak içilebilir. Sütlü yemeğin üzerine zencefil veya tarçın serpilebilir. Zencefil, tarçın ve bal, sütün hazmını kolaylaştırır.
Bal ile içilen doğal süt rengi güzelleştirir, kilo aldırır. Yaşlı insanların kuru ve soğuk mizacına bal ile içilen süt iyi gelir. Kuruluğu azaltır, soğukluğu dengeler. Tümör ve kansere,- karaciğer, dalak, böbrek ve deri hastalıklarına,- baş ağrısı, kulak çınlaması ve baş dönmesi gibi hastalıklara süt zararlıdır. Bu hastalıklar için yalnız deve sütü faydalıdır.
Süt içecek değil, yemektir. Onu küçük yudumlarla, ağızda bekleterek içmek gerekir. Süt içtikten sonra hızlı hareket etmek, uyumak (bilhassa kan grubu "O" ve "A" olanlar için) veya bir şey yemek iyi değildir, bunlar böbrek ve mesanede taş oluşmasına sebep olur.
Karışık ve pastörize edilmiş süt için en iyisi kaynatıp yoğurt yapmaktır. Yoğurdun mayasındaki mikroplar sütün hazmedilmesini sağlar. Mikroplarla hazmedilen süt yoğurt olur ve vücut da onu rahatlıkla sindirebilir.
Salatalık ile yenen yoğurt yüksek ateşi düşürür.
Kaynatılmış yoğurt ishali, hatta kanlı ishali dahi durdurur. Fakat yoğurt kaymağından ayıklanarak kaynatılmalıdır.
Yağlı yoğurt yeni yanıklara, bilhassa güneş yanıklarına sürülürse, ağrıları dindirir ve kısa zamanda iyileşmesini sağlar.
Evde mayalanmış doğal yoğurt suyu:
Yoğurt suyu kanı temizler, karaciğer ve dalaktaki tıkanıkları açar, böbrek taşlarını eritir ve sarılığa çok iyi gelir.
Ayrıca, yoğurt suyu ile yapılan pansuman yaraları temizler ve kapatır, çillere sürülürse çilleri yok eder. Uçuğa sürülürse, kısa zamanda iyileştirir.
Aç karnına içilirse, gazı giderir, bağırsaklardaki doğal mikropların yaşamasına yardımcı olur.
Aşırı derecede zayıf olanlar güne yoğurt suyu içerek başlarlarsa, yoğurt suyu kanı temizleyerek, aşın sıcak safrayı soğutup azaltır. Bağırsakları ve dalağı rahatlatır. Hazmı kolaylaştırır ve kilo almaya yardımcı olur.
Saçlar yoğurt suyu ile yıkanırsa parlar ve çabuk uzar.
Eski alimler sütün yapısının, hayvanın rengine, boyuna, zayıf ya da şişmanlığına, vücut yapısına, etinin sert veya yumuşak oluşuna, diğer bir deyişle mizacına göre, değiştiğini bilirlerdi. Yani sütün özellikleri, hayvanın mizacı ile yakından bağlantılıdır. İnsanlarda ve bitkilerde olduğu gibi hayvanlarda da 4 farklı mizaç vardır. (İnsanlarda 4 mizaç ayrımına en uygun ayrım 4 farklı kan grubudur.) Bu yüzden her insan, her ineğin sütünü içemez. Ancak kendi mizacı ile aynı mizaca sahip ineğin sütünü tüketebilir. Bu, tıpkı annenin sütünün bazen çocuğuna uymaması gibidir. Bu yüzden bir ülkeye ait olan hayvan türünü başka bir ülkeden getirilen hayvan türüyle değiştirmek veya farklı ineklerden sağılan sütü karıştırarak tüketmek sağlıklı değildir, hatta bazen tehlikelidir.
Toplumumuzda, Peygamberimiz Aleyhisselam'ın "Süt içiniz!" emri yaygın olarak bilinmektedir. Fakat Peygamberimiz Aleyhisselam bunu, ömründe hiç suni yem yemeyen, sadece bir deve, bir koyun, bir keçiden veya bir inekten yeni sağılmış sütü içen ve hayatında hiç antibiyotik almamış insanlar için buyurmuşlardır. Günümüzde antibiyotik ile tedavi olmayan bir kimse bulunmadığı gibi, doğal beslenen hayvandan yeni sağılmış sütün tadını bilen insan da yoktur.
Süt üretimini artırmak için ineklere verilen büyüme hormonu, insandaki büyüme faktörünü (IGF-1) arttırabilir. Büyüme faktörü, hemen hemen bütün dokularda hücre üremesini kontrolsüz bir şekilde artırarak kansere neden olabilir.
Bu nedenle katkısız mandıra sütü ve ürünlerini tüketmek daha sağlıklıdır.
8 Mayıs 2009 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Bu yazıları okuyunca doğru bildiğimiz herşeyin ne kadar da tehlikeli ve yanlış olduğunu öğrendim..
YanıtlaSilcok haklısınız
YanıtlaSil21 yaşından sonra boy uzatmak için icilirse faydası görülür mu
YanıtlaSil